Obsesif kompulsif bozukluk, tekrarlanan düşünceler ve zorlayıcı eylemlerle karakterize edilen bir ruh sağlığı bozukluğudur. Belirtiler, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Uzman bir doktor tarafından tanı ve tedavi önemlidir.
Yazımızın Konu Başlıkları
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin zihninde istem dışı bir şekilde ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşüncelerin neden olduğu kaygıyı azaltmak için gerçekleştirilen tekrar eden davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. OKB, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve kişilerin iş, okul ve sosyal yaşamlarında sorunlara yol açabilir.
Obsesyon: Bireyin kontrol edemediği, yineleyen ve huzursuz eden düşünce, istek veya davranışlardır. Bu endişe verici durumlar, kişinin günlük hayatını ve işlevselliğini önemli ölçüde etkileyebilir. Obsesyonlar ani ve karşı konulamaz bir şekilde ortaya çıkabilir ve kişinin ruh halini önemli ölçüde etkileyebilir.
Obsesif düşünceler, çoğunlukla gerçekçi olmayan, abartılmış veya mantıksız olabilir. Ancak kişi bu düşüncelerden kaçamaz ve onları bastırmaya çalışmak, durumu daha da kötüleştirebilir.
Kompulsiyon: Obsesif Kompulsif Bozukluk bağlamında, kişilerin obsesyonlardan kaynaklanan kaygı ve rahatsızlığı azaltmak veya kontrol etmek amacıyla gerçekleştirdikleri tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Kompulsiyonlar, obsesyonlar tarafından tetiklenir ve genellikle kişinin günlük yaşamında önemli bir yer tutar. Bu davranışlar, kısa süreli bir rahatlama sağlasa da genellikle obsesyonları besler ve kişiyi bir kısır döngüye sokar.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Temel Belirtileri ve Türleri
Obsesif Kompulsif Bozukluğun farklı türleri, kişide farklı obsesyon ve kompulsiyonlar şeklinde kendini gösterir. Her bireyde belirtilerin yoğunluğu ve şekli değişebilir. İşte Obsesif Kompulsif Bozukluğun yaygın türleri:
1. Kontaminasyon (Bulaşma) Obsesif Kompulsif Bozukluğu
Bu tür OKB’de, kişiler mikrop, kir veya zehirli maddelerle kontamine olma korkusuna sahiptir. Obsesyonlar genellikle çevresel temizlik ile ilişkilidir ve bireyler aşırı temizlik kompulsiyonları geliştirir.
Belirtiler:
• Aşırı el yıkama.
• Kıyafetlerin sık sık değiştirilmesi.
• Çevrenin sürekli olarak temizlenmesi.
2. Simetri ve Düzen Obsesif Kompulsif Bozukluğu
Bu türde, bireyler simetri, düzen ve mükemmellik konularında takıntılıdır. Eşyaların veya ortamın belirli bir düzen içinde olmasını istemek yaygındır.
Belirtiler:
• Eşyaların sürekli olarak yeniden düzenlenmesi.
• Simetrik bir ortam yaratma ihtiyacı.
• Asimetrik ya da düzensiz olan nesnelere tahammül edememe.
3. Zarar Verme Obsesif Kompulsif Bozukluğu
Kişi, kendisine veya sevdiklerine zarar vereceğine dair korkular yaşar. Bu tür obsesyonlar, kişinin kontrolünü kaybedeceğine dair bir endişeyle birlikte gelir.
Belirtiler:
• Tehlikeli objelerden uzak durma.
• Aile üyelerinin veya arkadaşlarının güvenliğinden aşırı derecede endişe duyma.
• Çocuklara veya hayvanlara zarar verme korkusu.
4. Biriktirme (Hoarding) Obsesif Kompulsif Bozukluğu
Biriktirme OKB’sinde, kişi gerekli olmayan eşyaları atmakta zorlanır ve bu eşyaları biriktirir. Bu, yaşam alanlarının dolmasına ve günlük yaşamın zorlaşmasına neden olabilir.
Belirtiler:
• Kullanılmayan eşyaları biriktirme.
• Eşyaları atma konusunda aşırı kaygı.
• Yaşam alanlarının daralması ve dağınıklığı.
5. Cinsel Obsesyonlar
Bu tür obsesyonlar, kişide uygunsuz veya istenmeyen cinsel düşüncelerin sürekli olarak zihinde belirmesi şeklinde ortaya çıkar. Bu düşünceler genellikle kişiyi rahatsız eder ve suçluluk duygusuna yol açar.
Belirtiler:
• Uygunsuz cinsel düşüncelerden rahatsızlık duyma.
• Bu düşünceleri kontrol etme çabası.
• Cinsel içerikli düşüncelerden dolayı utanç veya suçluluk hissetme.
6. Dini ve Ahlaki Obsesyonlar
Kişi, dini veya ahlaki değerlere uygun davranmadığı düşüncesiyle sürekli olarak kaygı duyar. Bu tür obsesyonlar, kişiyi yoğun bir suçluluk ve kaygı duygusuna sürükleyebilir.
Belirtiler:
• Dini ritüellerin eksiksiz yerine getirilmesi konusunda takıntılar.
• Ahlaki olarak kusursuz davranma çabası.
• Günah işlemekten veya kötü bir insan olmaktan korkma.
7. İlişki Odaklı Obsesif Kompulsif Bozukluğu (ROCD)
Bu tür Obsesif Kompulsif Bozukluk, bireyin ilişkileri hakkında sürekli olarak şüphe ve endişe duymasına neden olur. Kişi, ilişkilerinde yanlış bir şeyler olduğunu düşünür ve bu düşüncelerden dolayı sürekli bir kaygı yaşar.
Belirtiler:
• Partnerin sadakati veya sevgisi konusunda sürekli şüphe duyma.
• İlişkinin mükemmel olup olmadığını sorgulama.
• Sürekli onay ve güvence arayışı.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Nedenleri ve Risk Faktörleri
Obsesif kompulsif bozukluğun kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. İşte bu bozukluğa yol açabilecek bazı olası faktörler:
Genetik Yatkınlık: Ailede Obsesif Kompulsif Bozukluk öyküsü olan bireylerin bu bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir.
Beyin Kimyası: Serotonin ve dopamin gibi beyin kimyasallarındaki dengesizlikler Obsesif Kompulsif Bozukluk semptomlarının ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.
Çevresel Faktörler: Stresli yaşam olayları, travmalar veya çocukluk döneminde yaşanan bazı deneyimler OKB gelişiminde rol oynayabilir.
Her Takıntılı Düşünce Ya Da Davranış OKB Midir?
Her takıntılı düşünce veya davranış Obsesif Kompulsif Bozukluk anlamına gelmez. Obsesif Kompulsif Bozukluk, belirli kriterlere uyan bir ruhsal sağlık bozukluğudur. Hepimiz zaman zaman kaygı verici düşüncelerle veya belirli alışkanlıklarla uğraşırız, ancak bu durumlar her zaman OKB teşhisi anlamına gelmez. Obsesif Kompulsif Bozukluğu tanımlamak için dikkat edilmesi gereken bazı önemli özellikler vardır.
Takıntılı Düşünce ve Davranışların OKB Olmadığını Gösteren İşaretler
Takıntılı düşünceler ve davranışlar genellikle geçici olabilir ve stresli dönemlerde ortaya çıkar. Bu tür geçici durumlar, belirli bir olayla ilgili endişe veya stres kaynaklı olabilir ve genellikle durum düzeldikçe ortadan kaybolur. OKB’de ise obsesyonlar ve kompulsiyonlar kalıcıdır ve günlük yaşamı sürekli etkiler. Kişinin yaşam kalitesini düşürüyorsa, profesyonel yardım almak en iyi çözüm olacaktır. Normal endişeler ve alışkanlıklar genellikle daha kontrol edilebilir ve kişi tarafından yönetilebilir. OKB’de ise kişi bu düşünce ve davranışları kontrol etmekte zorlanır ve bu durum kişinin hayatını ciddi şekilde etkiler.
Takıntılı düşünceler veya davranışlar, bir kişinin iradesi dışında zorlayıcı bir şekilde tekrarlamıyorsa, OKB’den ziyade stres veya başka bir durumun belirtisi olabilir. Takıntılı düşünceler veya davranışlar kişinin günlük işlevselliğini önemli ölçüde etkilemiyorsa ve sosyal, mesleki veya kişisel yaşamını bozucu bir etkisi yoksa, bu durum OKB olarak değerlendirilmez. Bazı düşünceler ve alışkanlıklar, gerçekte var olan problemlere dayalı olabilir. Örneğin, önemli bir sınav öncesi kaygı hissetmek veya iş yerinde önemli bir proje sırasında titiz çalışmak normaldir ve Obsesif Kompulsif Bozukluk değildir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Tedavisi
Bilişsel Davranışçı Terapi
Obsesif Kompulsif Bozukluk yaşayan bireyler, kaygı yaratan düşüncelerden kaçınarak veya bu düşüncelerden kaçma çabası göstererek başa çıkmaya çalışırlar. Ancak, düşüncelerden kaçmaya çalışmak genellikle bu düşüncelerin artmasına neden olur ve böylece bir kısır döngü oluşur. Davranış terapilerinin amacı, hastayı kaygı uyandıran ve kaçınma davranışlarına yol açan düşüncelerle (obsesyonlar) yüzleştirmek ve bu düşüncelerin tetiklediği tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonlar) engellemektir. Tedavinin hedefi, rahatsızlık veren düşüncenin yarattığı kaygıyı azaltmak ve bireyin bu düşüncelere alışmasını sağlamaktır. Bu tür tedavi yöntemine maruz bırakma terapisi adı verilir.
Bilişsel terapilerde ise amaç, rahatsız edici düşüncelerin yarattığı sorumluluk algısını azaltmaktır. Sorumluluk hissi azaldığında, hastalar rahatsız edici düşünceleri etkisizleştirmek ve nötralize etmek için tekrarlayıcı davranışlar sergileme ihtiyacı duymazlar. Buradaki amaç, bu düşünceleri gerçek olarak algılama düzeyini düşürmektir. Tedavi sırasında, tehdit algısının ve aşırı sorumluluk hissinin ne kadar gerçekçi olduğu ve hangi düşünce hatalarının bu abartılı algılara yol açtığı hasta ile birlikte incelenir. Bilişsel hatalar belirlendikten sonra, işlevsel olmayan düşünceler daha gerçekçi ve işlevsel düşüncelerle değiştirilir. Ayrıca, düşüncelerin felaketle sonuçlanacağına inanan hastalardan bu düşünceleri bastırmak yerine, özellikle düşünmeleri istenir. Bu yaklaşım, korkulan sonuçların gerçekleşmediğini göstererek tedavi uyumunu artırır.
Bilişsel ve davranışçı terapi, Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde ve özellikle nükslerin önlenmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu terapi, bazen tek başına bazen de ilaç tedavisiyle birlikte kullanılabilir. Bilişsel davranışçı terapi, Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavi seçenekleri arasında en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir.
İlaç Tedavisi
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tedavisinde, özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar oldukça faydalıdır. Serotonin Geri Alım Engelleyiciler (SSRI’lar) olarak adlandırılan bu ilaç grubu, Obsesif Kompulsif Bozukluk tedavisinde yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
Tedavi sürecinin başlangıcında, hastalar hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozuklukları, mide rahatsızlığı gibi geçici yan etkiler yaşayabilirler. Ayrıca, bazı hastalar cinsel yan etkilerden de bahsetmekte çekingen davranabilirler. Ancak, bu ilaçlar genellikle hastalar tarafından kolayca tolere edilebilmekte ve kullanım sırasında ciddi bir sorunla karşılaşılmamaktadır.
Bu ilaçların etkilerinin tam anlamıyla hissedilmesi yaklaşık iki hafta sürebilir. İlacın etkinliğini değerlendirmek için en az 10 haftalık bir süre beklenmesi önerilir. Eğer ilacın etkili olduğuna karar verilirse, tedaviye devam edilmesi ve gerekirse günlük dozun arttırılmasıyla en az iki yıl sürdürülmesi tavsiye edilir.